Kıymetli Üstadım Özcan Günergök’e – Sevgi ve Saygılarımla,
Bu bir veda değil teşekkür yazısıdır!
Değerli hocam, Yalova Hukuk Fakültesi’ne ilk gelişiniz, ilk karşılaşmamız dün gibi aklımda. Ailenizle birlikte gelmiştiniz. Tanışıp, şakalaşmaya başlamıştık bile… Ruhlarımız ilk görüşmeden kaynaşmıştı. Zaten ruhların tanışmak ve anlaşmak için zamana ve mekâna ihtiyaçları yoktur.
Gelmeden önce az çok hakkınızda bilgi sahibi olmuştuk. Ancak kariyerli insanlardan beklenen, kendini ağırdan satma (!) hali sizde yoktu. Gayet mütevazi, kariyeri ile değil insanlığı ile ön plana çıkan, insaniyetinin önüne hiçbir şeyi koymayan bir insan. Her ne kadar her daim neşeli ve gülümsemesi bol bir insan olsanız da hayatınız boyunca yaşadığınız acılar, sıkıntılar, vefasızlıklar, hayal kırıklıkları yüz hatlarınızdan okunuyordu.
Ufkunuzun genişliği; insanları dini, siyasi, etnik kimliği ile değil insan olma cihetiyle esas alıp yardım etme hasletiniz aramızdaki samimiyeti saha da artırmıştı. Boşuna denilmemişti, “aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler” (Hz. Mevlana).
Öğrencilere yol gösterme, onlara bir şeyler öğretme gayretiniz bende de var olan ancak yaşadığım hayal kırıklıkları sebebiyle düşüşe geçmiş olan meslek iştiyakıma aradığım kan olmuştu. Tekrar mesleğime can havliyle tutunmama yardımcı oldunuz.
Aynı kürsüde bize hem hocalık hem arkadaşlık hem abilik, yeri geldi babalık yaptınız. İlk başlarda çekincelerim olsa da danıştığım konulardaki vizyonunuzun genişliği, yapılan işin sonucundan ziyade emeğe değer veren tavrınız ve bunu öylesine değil samimiyetle yapmanız çekincelerimi de ortadan kaldırmıştı. Artık bir fikrim, bir derdim olduğunda size koşuyordum. Siz güvenli bir liman olmuştunuz, bizlere. Gerek yüksek lisans tezimde gerek akademik çalışmalarımda gerekse başka konularda artık hep size danışır olmuştum. Önce güzelliği ortaya koyup sonradan böyle de yapsan daha iyi olur diyerek beni teşvik edişleriniz hiç hatırımdan çıkmayacak.
Siz de zamanla bana ısınmıştınız. Birlikte iş yapmanın mutlaka zorlukları vardı. Her şey tozpembe değildi. Anlaşamadığımız, farklı düşündüğümüz birçok konu vardı. Zaten başta türlüsü sıkıcı olurdu. Ancak biz farklılıkları zenginlik olarak gören insanlardık.
Saygının iki türlü olduğunu bilirdim. Birincisi, korkudan gelen ve korku unsuru devam ettiği sürece geçerliliği olan saygıydı. İkincisi ise, sevgiden beslenen ve sevgi arttıkça karşı tarafı incitmekten çekinmek, üzmekten kaçınmak için kısaca, sevgiyi korumak için ortaya konulan saygıydı. Benim size duyduğum saygı, ikinci cinstendi. Bana bir iş verdiğinizde, istediğiniz gibi yapamadığımda mahcubiyetimden ne diyeceğimi bilemez, yerin dibine geçerdim. Ancak siz de her seferinde beni tutup kaldırırdınız.
Artık beraber dertlenen, beraber düşünen insanlar olmuştuk. Hep öğrencilere bir şeyler katmak için çabalamıştık. Ayrıca, bazı tabularımı yıkmama da vesile oldunuz. Sayın Hocam, takdir edersiniz ki, insan gençken bazı konularda daha katı olabiliyor.
İnsan sadece diliyle mi konuşur? Konuşmaları ile mi ders verir? Dersin en akılda kalıcısı, öğreticisi ve nefsi ikna edeni, insanın hali ve tavırları değil midir? Ben ve birçok öğrenciniz, sizin konuşmalarından ziyade hal ve tavırlarınızdan öğrendik birçok şeyi…
“Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş (Bâkî)”, şairin dediğinden yola çıkarak önemli olan “gönüllerde hoş bir sadâ bırakmak değil midir?”. Şimdi siz gönüllerimizde hoş sadâlar bırakarak Yalova’dan ayrılıyorsunuz. Ancak dediğim gibi bu sadece bir mesai değişikliğinden ibaret. Sizinle olan gönül bağımız bâkî…
Yolunuz açık, yeni işiniz hayırlı, her şey gönlünüzce olsun Değerli Hocam…
Sakarya (01.07.2020)
Ahmet Fevzi KİBAR
Özcan Hoca benim için her zaman öğrenci odaklı bir hoca olmuştur. Samimiyetin her şeyi güzelleştirdiğine inanan biri olarak Özcan Hocamızın en çok samimiyetini, bizden biri oluşunu, hem sınırı çizip hem de bize kendisini tanımamız için çokça fırsat, imkan sunan yanını seviyorum. Daha önümde uzun yıllarım var ancak üniversite yıllarımdan hatırlayacağım değerli hocalarımdan biri olacağına çok eminim. İnsanlarla ilişkisinin benim sandığımdan çok daha güzel ve iz bırakır olduğunu görmek güzel bir şey. Gittiği her yerde her zaman en iyisini yapmaya çalışan biri, o yüzden her ne kadar artık kendisinden ders alamayacağımı bildiğim için üzülsem de başka öğrencilerin de kendisinden yeni bir şeyler öğrenecek olması beni mutlu ediyor. Umarım iyilik ve mutluluk her zaman kendisiyle olur…
Bu güzel yorum için teşekkürler Betül. Bu durumu, “Kişilik bir bütündür, insanın her haline yansır” şeklinde özetleyebiliriz.
Diğer öğrenciler gibi çok fazla muhabbet kuramasam da hocamızın kalitesi tartışılmazdı. Yolu açık olsun
Gözlerim buğulandı okurken yazıyı. Çok içten ve samimi olmuş. Ellerinize sağlık Hocam. Ayrıca bahsettiğiniz tüm iyi duyguları birebir üzerinizde taşıyor olmanız da bu mirasın bitmediği, devam edeceği anlamına geliyor. Ne mutlu bizim adımıza, ne mutlu sizin adınıza.