(DENEME)
YAZAR: HABİBE ARICI
Uzak bir yerdeyim ama tam da kestiremiyorum. Neresi burası? Nasıl oluyor da nerede olduğumu bilmediğim bir yerde bu kadar mutlu ve huzurlu olabiliyorum? Neyse, nasıl geldiğim ve nerede olduğumun önemi yok çünkü çok yorulmuştum iyi oldu. Nemli mavi otların üzerine uzanmış geleceği düşünüyorum. Burada gök yemyeşil ve büyük ihtimal yansımadan olacak ki deniz de almış yeşilden payını. Arada yağmur yağıyor yeşil yeşil ve etrafı bir elma kokusu kaplıyor. O değil de burada insanlar hiç koşuşturmuyor, telaş yok, yorgunluk yok, asık suratlar yok. Böyle hayat mı olur? Kalabalıkları delercesine savaş olmadan, insanın gözünü para hırsı bürümeden nasıl yaşanır ki? Burada yalan da söylemiyorlarmış ama bence yalan söylüyorlar. Yalansız hayat mı olur? Burada hırsızlık da yapılmıyormuş, çocuklar özgürce uçurtma uçurabiliyormuş ve aileler çocuklarının başına bir şey gelir mi diye endişelenmiyormuş. Kadınların her gün evlerinden kahkahaları yankılanıyormuş. Yani anlayacağın sevgili dost burada her şey alışılmışın dışında. Bir tek güneş aynı, ışıl ışıl gülümsüyor bana ve sanki “İşte istediğin yerdesin” diye göz kırpıyor. Hani yabancı bir ülkede bir tanıdık görür de mutlu olursun ya güneş de öyle, yıllardır dostum gibi. Senin gibi yani.
Buraya gelince yorgunluğum geçti. Ne çok telaşe varmış hayatımızda ne çok boşlamışız kendimizi ve ne çok ihmal etmişiz sevdiklerimizi. Buraya nasıl gelindiğini öğrendikten sonra belki sizi de buraya getiririm. Ama ya burayı da mahvedersek? En iyisi biz kendi dünyamızı güzelleştirelim. Belki burası kadar iyi olmaz dünyamız ama benim hala umudum var. Beton yığınları içinde hala sevgi dolu aileler olduğunu biliyorum. Her şeye rağmen birbirlerini asla yalnız bırakmayan dostlukların ve yılları karşısına alıp kavuşamama uğruna aşkından vazgeçmeyen sevdaların olduğunu da biliyorum.
Geldiğimde bu güzellikleri beraber arayalım mı? İnan bana bunun için çabalamak bile bize iyi gelecek.
TEŞEKKÜR: Hayatımın her döneminde duygularımı dile getirmek için ufacıkta olsa bir şeyler karalamışımdır. Ve bu bana hep iyi gelmiştir. Şimdi ilk defa duygularımı sizlerle paylaşıyor olmanın heyecanını yaşıyorum. Bu heyecanı yaşamama vesile olan çok değerli hocam Ahmet Fevzi Kibar’a, yazımı okuduktan sonra güzel yorumlarıyla ve değerlendirmeleriyle bana destek veren arkadaşım Mustafa Dündar’a ve her koşulda yanımda olan fikirlerine saygı duyduğum sevgili dostum Betül Akçay’a teşekkür ederim.
Akademik çalışma okulu arkadaşlarımdan Berranur Yürük, Turabi Tilki, Elif Sönmez, Furkan Kacur, Talha Soydan, Nisa Nur Köksal ve Fatih Polat’a yazım için yaptıkları güzel yorumlar ve eleştiriler için teşekkür ediyorum.
“Keşke böyle bir yer olsa…” dedirten bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık ❤👏